Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Kasım 2010 Perşembe

Matematik

Matematik dünyası, en az evrenin kendisi kadar geniş ve çeşitlilik taşıyan özel bir dünyadır. Çeşitlilik ve tür bakımından bu kadar geniş olan bir dünyanın, pek tabiki uzmanları da araştırmacıları da birbirinden farklı ve çeşitlilik göstermesi beklenen bir sonuçtur. Yani Sanılanın aksine matematikçiler tek tip bir varlık değildirler. Onlar da kendi aralarında birkaç farklı türe ayrılmaktadırlar.

 

Sanılanın aksine matematikçiler tek tip bir varlık değildirler. Onlar da kendi aralarında birkaç farklı türe ayrılmaktadırlar. Bir kısım matematikçi guruhu- Onlara kendi aramızda teoriciler diyebiliriz- yanlızca matematiksel çalışmalarla ilgilirler. Onlar zamanlarının çoğunu teorileri incelemekle ve kendilerince teoriler geliştirmeye çalışmakla geçirirler. Diğer bir matematikçi türü ise akademisyen matematikçilerdir. Bu gurup matematikle ilgilenenlerin büyük çoğunluğunu oluştururlar. Bunlar tabiri caizse daha çok matematiğin dedikodusunu yapan kişlerdir. Hemen her seviyedeki, öğretmen, öğretim görevlisi ya da akademsyenlerden oluşan bu kesim ağırlıklı olarak mateamtik dersi anlatmakla görevlendirilmişlerdir.

En son kalan grup ise matematik hakkında çalışma yapan azınlıktaki mateamtikçilerdir. Bu grubu diğerlerinden ayıran en büyük özellik ise matematiğin kendisinden ziyade onun bir nevi felsefesiyle ilgilenmeyi tercih etmiş olmalarıdır.

İlk iki grubun motivasyonları hakkında az çok birşeyler mümkün olabilmektedir. Bir kısmı görevi olarak matematikle ilgilenirken bir kısımı da şan şöhret ya da bilinmeyeni karşı duyulan ilgiden kaynaklanan bir içgüdüyle matematikle ilgileniyor olabilmketedirler. Peki ya mateamtik hakkında çalışanların motivasyonları ne olabilir acaba? Bir başka deyişle bir kişi niye matematik hakkında çalışma yapmak istiyor olabilir ki?
Öncelikle göz önüne alınması gerekn en önemli husus “matematik çalışmak” ya da “matematik yapmak”la matematik hakkında çalışmak yapı olarak iki ayrı yapıyı oluşturmaktadır. İlk ikisinde bir mateamtikçi bir şekilde matematik işlemler ve sistemler hakkında bir çalışmanın içinde olabilmektedirler. Çünkü onlar bu işi yaparken matematiği gene matematikçiler için anlatmaya yönelik bir çalışma içinde olurlar.

Oysa matematik hakkında çalışma yapanlar ise matematiği sadece matematikçiler için değil, diğer insanlar için de yazmaya önem verirler. Nitekim matematiğin en önemli ve en özel yapısı (bizimde matematikçe dediğimiz) kendine özgü olan bir dille yazılıp okunmasıdır. Bu haliyle matematik yazıları sadece bir kesimin anlayabileceği bir özel beste gibidir. Bu besteden seslendirilen şarkılar da sadece belli kesim tarafından anlaşılıp zevkle dinlenebilir. Oysa mateamtik hakkında yazılan yazılar ise daha ananim bir dille yazılırlar. Bu dille bestelenen şarkılar daha çok kişi tarafından anlaşılır ve zevkle dinlenebilir. Aslında şöyle bir benzetme yaparsak oldukça uygun bir anlatım yapmış oluruz: matematik yazıları, daha çok “sanat sanat içindir” temeline dayanır. Matematik hakkında yazmak ise “sanat halk içindir” felsefesini temel alır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder