Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Kasım 2010 Cuma

Edebiyat'ta Post-Modernizim-Biçem

“İnsanoğlu,sözcüklere yeni anlamlar yüklerken bunu edebiyat için yapmıyor;bizler onları edebiyat için kullanıyoruz.”

 Edebiyatta post-modernizmi kelimelerin gücü açısından incelersek,bu son modern dayanağı yadırgamak edebi açıdan pek de mantıklı olmaz çünkü dil canlıdır.Kelimler zaman geçtikçe anlamlarını yitirip başka anlamlara bürünmektedir.Kelimelerin başka anlamlara bürünmesi,edebiyatın her türünde temaların anlamlarının değişmesine dahi yol açmıştır.Bu insanoğlunun yaşadığı dönemin değer yargılarıyla ortak bir şekilde işlenmektedir.Anlamları sürekli farklılık gösterse de sonuç olarak kelimler daha da güç kazanmakta diyebiliriz.Bu farklılık da doğal olarak insanoğlunun ilerlediği döneme göre değer yargılarındaki değişime borçludur.Nitekim süregelen bu anlam yitirimliliği kelimeyi daha da güçlü kılmaktadır.Bu yitirimlilik de kelimelerin soyağacını ortaya çıkarmakta ve kelimelerin zengin kullanımı açısından yazarlara geniş bir anlatım olanağı sunmaktadır.Kelimeleri bu kadar övdükten sonra gelelim bu değerli kelimelerin postmodernizmle ilgili olduğu noktaya.En basitinden yüz yıl öncesinin kelimeleriyle şimdiki yazın karşılaştırıldığında dil bakımından arada çok büyük farklar görüleceği barizdir.Modernizm denilen çağda kelimelerin yüklenilmiş anlamları bu gün için geçerli değildir.Çünkü her neslin değer yargısı sürekli ama sürekli değişmektedir.Harfler aynı olsa da,kelimelerin içlerini her geçen nesilde yeni yeni ruhlar işgal etmektedir.Hele de basmakalıp yazmaktan uzak kalmak isteyen ve yenilik peşinde koşan önder yazarlar işin içine girince ki bu insanlar zamanında edebiyat için adeta direksiyon görevi görmüş kişilerdir,onlar da kendi nesillerini ifade etmek adına modernizme sırt çevirmişlerdir.Anlam yüzünden yazında şekil değişikleri dahi olmuştur..Bilindik bir önder ismini vererekten bu şekil değişikliğine de değinmek istiyorum..Orhan Veli Kanık ve ekibi nam-ı diğer Garipçiler şiirde hece ölçüsünü yok sayarak sözünü ettiğim önderlerden birisi haline gelmişlerdir.Onların neslinin değer yargıları,basmakalıp şairaneliklere karşı çıkmakta,aruz hatta hece ölçüsünü reddeden bir değer yargısına sahiptiler.Bunun sebebi de-kanımca- çok açık;onlara göre şiir en özgür biçimde yazılmalıydı.Eğer metinde bir isyan varsa bu en özgür biçimde olmalıydı.Bu da ölçüsüz ve uyaksız bir şiirden geçerdi.Şiir örneğini şekil açısından incelemek adına verdim.Elbette ki bu yazılanlar sadece şiir için geçerli değil.Şekil açısından bakıldığında romanlarda yer alan temalar da zamanla değişime uğramıştır.Örneğin Cumhuriyet Dönemi yazarları,Cumhuriyet Dönemi’nin temasal özelliklerinden birisi olan yobazlaşmış toplumun değer yargılarını işlerken,zamanla bu tema anlayışı yerini daha kişisel yazarların düşüncelerine bırakmıştır.Amiyane bir tavırla ifade etmek gerekirse,yazarlar toplum için yazmaktan çıkıp,kendi hayatları adına,bencil bir yazma anlayışına doğru sürüklenmişlerdir.Edebiyatın tüm işlevselliğinde bu farkı gözetmek oldukça mümkündür.Edebiyat türlerindeki sürekli gerçekleşen bu değişim de ister istemez yeni bir edebiyat çağının kapısını açtığı anlamına gelmektedir ki bu edebiyat çağı da şuanda hüküm süren post-modernizm çağıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder